- "Hangi ceza yüreklere su serpebilir?"
"Yenidoğan bebekleri, SGK'den günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, pasif ötanaziye başvuran, insanın aklına getiremeyeceği, havsalasının alamayacağı, kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar, emin olunuz, sadece sağlık çalışanlarımızın değil insanlığın yüz karalarıdır" diyen Bahçeli, bu kişileri, "tıbbi artık, ölüm ve soygun çetesi, kana susamış katiller güruhu" olarak nitelendirdi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Para için bebekleri ölüme mahkum eden, üstelik bunu güle oynaya, karşılıklı mavralarla yapan namussuzlara verilecek hangi ceza vicdanların fırın gibi sıcaklığını soğutabilir? Hangi ceza adaletin tecellisini sağlayabilir? Hangi ceza yüreklere su serpebilir?" sorularını yöneltti.
CİMER'e yapılan bir şikayetle başlayan adli soruşturma sürecinin patlak verip ülke gündemine oturmasının, birbiriyle bağlantılı diğer vahim olayların sırayla gün yüzüne çıkmasının geçiştirilecek bir konu olmadığını vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Adeta düğmeye basılmışçasına kadınlara, bebeklere, çocuklara yönelik saldırı ve cinayetler furyasının seriye bağlanması, ardından eş zamanlı olarak toplumsal infialin kışkırtılıp bunun da siyasi propaganda aparatı olarak kullanılması başka bir tertibin ihtimalini ister istemez akla getirmektedir. Elbette suçun önlenmesi ve suçluların yakasından tutulması milletimizin en haklı talebidir. Fakat toplumsal dokumuzu sarsacak, devlet, millet uyumunu sakatlayacak, insan hak ve onurunu ayağa düşürecek kahredici olayların zincirleme halinde sosyal ve ulusal medyadan ifşa edilmesi ve bunların da provokasyon iklimini canlı tutması son derece kuşku vericidir."
- "Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin'i gönülden kutluyorum"
Devlet Bahçeli, Sağlık Bakanlığının bu duruma zamanında müdahil olduğunun altını çizerek, görevi suistimal, savsaklama ve kötüye kullanmanın söz konusu olmadığını söyledi. Teftiş mekanizmasının gecikmeksizin çalıştırıldığını dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:
"Adli süreç zamanında işletilmiş, polis ve jandarmamız eş güdüm halinde suçluların peşine düşmüştür. Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir? Sağlık alanındaki parlak gelişmeleri karalamak nasıl bir politik angajmanın ürünü, neyin hazırlığı, kimlerin talimat veya tembihidir? Yargıya taşınmış ağır ve vahim bir olayı anında istismar etmek, siyasete pervasızca malzeme yapmak, önüne gelene çamur sıçratmak art niyetlilik, hatta ahlaksızlık değil midir?
Sağlık Bakanımızın istifasını isteyenlerin, orada burada şov yapanların bebeklerin hakkını savunmak veya insan hayatına sahip çıkmak gibi bir dertleri yoktur. Bunların işleri güçleri yalandır, nifaktır, kaldı ki başka bildikleri hiçbir şeyin bulunmadığı da ortadadır. Sağlık Bakanımızı, İstanbul İl Müdürlüğü görevinden itibaren konuyla ilgili sergilemiş olduğu dürüst, ilkeli, tavizsiz ve sağlam duruşundan dolayı tebrik ediyorum. Bebek katillerinin en ağır şekilde cezalandırılmalarını bekliyor; MHP'yi karalayan, ülkücüleri kötüleyen şerefsiz bir suçlunun tehditleri karşısında üstlendiği görevin itibarını sabır, sebat ve cesaretle koruyan Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin'i gönülden kutluyor, tertemiz alnından öpüyor, Allah sayılarını artırsın diyorum."