İşçilerin dünyaya yorgun gelip yorgun gittiğini söyleyen Genel Başkan Atalay, “Geçmişte kamu işçileri Türkiye’de ki ücret düzeyinde öncüydü. 15 ay evvel öyle bir kamu sözleşmesi yaptık ki, doktoru geçti, müdürü geçti. İşverenlerimiz de burada, onlar da şikayet alıyor. ‘İşçiler öyle sözleşme yaptı ki, iş yerinde barışı, huzuru bozdu’, aynen laf buydu. Memur da benim, işçi de benim. Memur çok almıyor, biz az alıyoruz. İnsanın geçinmeyle ilgili sıkıntısı olduğu zaman o evde huzur bulamazsın.” diye konuştu.
Son yıllarda işçilerin ekonomik olarak dayanacak durumda olmadığını ifade eden Atalay;
“İşçilerin ortalama ücreti kamuda vergiden dolayı belli. 12 ay çalışıyoruz, 1,5 ayını vergiye veriyoruz. Vergiyle ilgili sıkıntımız var, ücretlerle ilgili sıkıntımız var. O kadar sıkıntıya rağmen biz, zenginlerden daha mutluyuz. Bizim bir ay çalışarak aldığımız ücreti onlar bir haftada kedilerine mama parası olarak veriyor. Düzgün işini yapanlar tabii ki var. Adil işverenlerimiz var mı, var. Ama onlardan daha çok, örgütlendiği zaman işçileri kapının önüne koyan patronlar var. Her ortamda adil olmak, çalışanın yanında olmak mecburiyetindeyiz. Temmuzda kamudakiler 24,73 zam aldılar. Eylül ayında alacakları zam 17,43 civarında. ‘Temmuzda verdiyseniz 24,73’ü, öbür işçilere de vermek durumundasınız’ dedi.”